Geçtiğimiz haftasonu The Grand
Tarabya Hotel’de kendimi “prenses” gibi hissettiğim, en yakın arkadaşım/annemle çok uzun 2 gün geçirdim.
Uzun zamandır hafta sonları bu kadar uzun, bu kadar keyifli olmamıştı.
Yeşilçam’ın en önemli filmlerine ev sahipliği yapan Tarabya Oteli’nin yüzyıllık geçmişini yıkmadan yenileyen, yepyeni bir dünyaya kapılarını aralayan bir dünya The Grand Tarabya... Tarabya’nın en güzel yerinde, sahile sıfır konumu, orman ve denizin buluştuğu yerde. Ben kısa bir süreliğine de olsa, İstanbul’da olduğumu unuttum ve bundan çok mutlu oldum. Metroya 5 dakika, otobüse 1 dakika mesafede olması da ayrıca keyif verici :)
Malum, haftasonları güne geç başlıyorum. Cumartesi günü de güne R.E.A.D Cafe’de yemekle başladım. Otelin lobi katında yer alan R.E.A.D Cafe’ye, Tarabya limanına ve denize nazır manzarasına hayran kaldım. Müthiş tatlılarının yanı sıra, ekmeklerini kendileri yapıyorlar ve geniş mönüsünde her zevke uygun lezzetler var.
The Grand Tarabya’da şunu fark ettim. İstanbul’daki otelleri, şehirde vakit geçirip, sadece yatmaya gidilen mekanlar olarak görürdüm. The Grand Tarabya, zamanın nasıl geçtiğini anlamayacağınız, her zevke, hobiye uygun seçeneklerin olduğu bir tesis. Her şey düşünülmüş. R.E.A.D Cafe’de bir kütüphane var ki, görmelisiniz. Ara Güler ve Çetin Altan’ın birlikte hazırladığı, Al İşte İstanbul isimli kitabın sayfalarını bu huzurlu ortamda karıştırmak çok keyifliydi.
Tabii ki bol bol fotoğraf çektim, poz verdim ve sosyal medyada paylaştım :)
R.E.A.D Cafe’de kahvemizi yudumladıktan sonra havuza geçtik. Bildiğiniz diğer otellerin aksine, SPA yerin dibinde değil, manzarayı en güzel görebileceğiniz 2. katta.
The Grand Tarabya, bütün bölümlerinde deniz manzarasını kullanmış. Neresine giderseniz gidin, müthiş deniz manzarası eşlik ediyor. Havuzda da öyle. Üstelik deniz sadece manzarasıyla değil, arıtılmış suyuyla da havuzu doldurmuş. İstanbul’da yosunsuz, balıksız, taşsız denize girebileceğimi düşünmemiştim. Ne müthiş bir duyguymuş. Havuz deyip geçmeyin, deniz suyundan havuz gerçekten farklıymış. Ormandan gelen rüzgarla dalgalanıp, iyice mest etti beni :)
Ben bu pozu verirken, karşımdan da servis personeli arkadaş kalp yapmış, çok tatlı :)
Sadece
havuz başında yapılan kokteylleri için bile tekrar giderim. Gittim de zaten :)...
Her şeyi tek yazıda anlatıp
tüketmek istemiyorum :)
Devamı için takipte kalın...
Fotoğraflar: Nilgün Aşabay
Sevgiler,
Burçin Ünüvar
burçincim, instagramdan seni izledim ve burada daha fazla fotoğraf buldum :)
YanıtlaSilMuhteşem bir hafta sonu tatili için harika bir mekan
Canim fotograf makinasindakileri paylasamamistim, daha ne fotolar var ;) Kesinlikle cok iyi bir mekan. Tesekkur ederim yorumun icin.
Silyeni fotoğrafları da bekliyorum
YanıtlaSil