Sizinle haftanın son gününde, son zamanlarda sıkça düşündüğüm bir konuyu paylaşmak istiyorum. "Neydi dostluk?"
Bir gülüşün için kendini paralayacağını bilerek, her istediğini yaptırabilmek miydi... Hayatımın her anını bilmeli benim dostum diye düşündüğün için anlattığın bir konuyu
yıllar sonra da kullanabilmek miydi... Yalnız kaldığın zamanlarda vakit
geçirip, sevgili bulduğunda ortadan yok olmak mıydı... Ya da sen sevgili
bulduğunda ayrılman için elinden geleni yapmak mıydı... Hayatına yalnızca huzursuzluk ve mutsuzluk verse bile, bir anda yok olup dostunu seni özlemeye mahkum etmek
miydi... Hayır! Hiçbiri değil!
Dostluk, hesap yapmadan, bir saniye sonrasını bile düşünmeden, hayatının her anında O'nunla var olabilmek... Dostluk karşılık beklemeden O'nu mutlu edebilmek, mutluluğunu şaşkınlıkla izlemek... Dostluk (yüzünü görmesen, sesini bilmesen de) paylaşabilmek...
Yüzünü görmeden, sesini bilmeden dostluk mu olur demeyin şimdi. Yukarıda bahsettiklerimin hepsi gerçek. Belki de dostum mutlu olsun diye yaptıklarımın karşısında, bıyık altından gülerek benimle dalga geçen insanlarla vakit öldürdüm ben. En büyük mutluluğumu paylaşmak istediğimde sırtını dönen mi dersin, en zor zamanımda ortadan yok olup sonradan aa öyle mi oldu diyen mi... Şimdi hiç biri yok. Çünkü ben her akşam ailemle yemek sofrasına oturduğumda, o günü düşünürken tek derdimin dostum dediğim insan(lar) olmasından bıktım! Bir anlık bile olsa O'nu üzen herkesten nefret etmek değil miydi
dostluk? O zaman bunu düşünmeyen dostları da temizlemek gerek, ki kendine dostluğunu kaybetme.
İşte yine aynı şeyi yapıp, çoğunuzu hiç tanımadığım halde size içimi döküyorum. Hesap kitap yapmadan, acaba ilerde kalbim kırılır mı diye düşünmeden... Kalbim kırılırsa, yine bir köşeye çekilip kendimi suçlarım biliyorum. Olsun, buradan sizlerle bunları paylaşıyorsam, sizler de benimle paylaşımlarda bulunabiliyor ve birbirimizi mutlu edebiliyorsak, yüzünüzü görmemiş olsam da sesinizi duymamış olsam da asıl dostlarım sizsiniz. Bunun en güzel örneklerinden birini bugün OJEMRUJUMRİMELİM Nihal gösterdi bana. Ne yaptığı önemli değil, samimi gülümsemesi bile beni o kadar mutlu etti ki! Burdan da ayrıca teşekkür ederim O'na.
Evlendikten sonra huzursuzluklara, mutsuzluklara daha da tahammülsüz oldum. Öyle ki, bir saniyesini bile kaçırmadığım dizileri bile izlemiyorum artık. Onun yerine NAT GEO WILD izlemeyi tercih ediyorum mesela. Zaten her zaman kendime yetebilen bir insan oldum, şimdi bir de eşimle geçirdiğim eğlenceli ve keyifli vakitlerin tadını çıkarıyorum.
Umarım sizlerle de bir an önce yollarımız bir yerde kesişir ve birlikte paylaştığımız ortak anılarımız olabilir...
Hepinize rengarenk bir hafta sonu diliyorum...
Sevgilerimle,
Burçin.
Burçincim, uzun zamandır dostluk konusunda düşündüğüm ama bir türlü yazıya dökemediklerimi dile getirmişsin. Bu konuda çok haklısın, bazen dostumuz dediklerimizden değil hiç sesini duymadığımız ve yüzünü dahi görmediğimiz insanlar bizim bir gülümsememiz için uğraş veriyor.Ailemiz, sevdiklerimiz yanımızda ise ve hayattaysa aslında dost sandıklarımızın hiçbir ehemmiyeti yok.Kalemine, yüreğine sağlık.
YanıtlaSilSennur'cugum ne kadar mutlu oldum hissettiklerine tercuman olabildigime. Dusunduklerinin baska birinin hayatinda da yeri oldugunu anlayinca sasiriyor insan. Acilar mutluluklar sadece bize ozgu saniyoruz bazen. Her sey bizim icin, onemli olan dogru insanlarla paylasabilmek. Yeni paylasimlarimizin olacagi guzel gunlere... :)
SilSevgiler,
Burcin.
Burçin'cim ne kadr güzel yazmışsın okurken çok duygulandım. Zaten hep dostlar uzakta olur özlersin geçirdiğin zaman kıymetli olur ...
YanıtlaSilYüreğine sağlık canım benim...
Yeni başlayan güzel dostluğumuza...
Canim gercekten de ozlenen, zor kazanilan (!) kiymetli oluyor. Kiymetini bilmeyenle gecirdigi zamana sonradan cok aciyor insan. Oyle olacagina yalniz kalmayi bilmeli. Ama biz yalniz degiliz, birbirimize yeteriz yeni dostum :)
SilSevgiler.
Burcin.