Dün Bumerang Deneyim Günleri kapsamında gerçekleştirilen "Hatırlamak Gerek Bazen" isimli etkinliğe katıldım. Bumerang ekibi, blogger arkadaşlarım ve Dude Table firma yetkilisiyle bir araya gelmek üzere Bağdat Caddesi'ndeki Cafe Cadde'de buluştuk.
Keyifli bir öğle yemeği sonrasında, kültürümüzdeki unutulmuş ağırlama ritüellerini canlandırmak üzere yazar Sema Temizkan'la beraber çok keyifli ve hararetli bir sohbet gerçekleştirdik.
Sohbetimizin ana konusu kahve ve yanında ikram edilen likörlerdi. Tabii ki sohbetimizin ana kahramanları olmadan keyfi çıkmazdı. Sevgili Bumerang ekibi ve Dude Table firması bunu düşünmüş ve bize çok hoş kahve-likör sunumlarıyla o hatıraları yaşattılar. Likörün vişne, portakal, ahududu, nane çeşitlerinden istediğimizi seçtik. Ben ahududuyu tercih ettim :)
Yazar Sema Temizkan bize hoş sohbetiyle, kahvenin yanında ikram edilen likörleri, likör bardaklarını, o kültürü yeniden hatırlattı. Ben her ne kadar hatırlamasam da, likör-kahve ikilisinin bir dönemin olmazsa olmazı olduğunu biliyorum. Yalnız bilmediğim bir şeyi anlattı Sema Hanım: "Kahve ve likörün yanında lokum ikram edilirdi. Özel misafirlere ise çikolata verilirdi".
Sema Hanım'ın bizimle paylaştığı bir anıyı da sizinle paylaşmak isterim: "Eniştem işinden dolayı her gün süt/yoğurt tüketmek zorundaydı. Özellikle süt içmeyi de hiç sevmezdi ama mecbur olduğu için kendine şöyle bir yol geliştirdi. Sütü bardağa koyduktan sonra üzerine 1 parmak kadar likör koyup içerdi. Çok lezzetli oluyor tavsiye ederim"
Bayramların tadını yaşayan son nesil olduğumu düşünüyorum. 1990 ve sonrasında doğan çocuklar maalesef sabah erkenden uyanıp hazırlanmanın, aile büyükleriyle geniş masalarda kahvaltıların heyecanını bilmiyorlar. Artık bayramlar tatil için bir fırsat sadece. Benden büyüklerin bildiği bir kültür olan bayramda kahvenin yanında likör ikram edilmesi de, bayramların ne kadar özel olduğunu gösteriyor aslında. Likörler en güzel şişelerde saklanır, en özel misafirlere ikram edilirmiş. Likör iştah açar, hazmı da kolaylaştırırmış.
Cafe Cadde'nin lezzetli yemeklerini de söylemeden geçemeyeceğim. Ben Cafe De Paris yedim ve tavsiye ederim.
Bu tarz blogger etkinliklerinin bir güzel yanı da yeni insanlar tanımak. Bu buluşmada da sanki 40 yıldır tanışıyormuşuz gibi bir anda kaynaştığım, çok keyifli vakit geçirdiğim blogger arkadaşlarım oldu. Hatta ilk kez tanıştığım arkadaşlardan Şerife hepimize harika taş tablolarından birini hediye etti. Hepsi el yapımı taş tablolar için Instagram'dan @tastablolar hesabını inceleyebilirsiniz. Çok teşekkür ederim tekrar.
Güzel sohbetiyle bilmediğim bir kültürün canlanmasını sağlayan Sema Hanım'a, başta Ahmet Erten ve Hilal Meriç olmak üzere bu güzel hatıraları hatırlamamızı sağlayan Bumerang ekibine, Dude Table firmasına ve eşlik eden Dude Table firma yetkilisi Merve Hanım'a çok teşekkür ederim.
Sevgilerimle,
Burçin Ünüvar
Çok güzel bir etkinlikti.Buradaki satırlarada aynı güzellikte yansımış.Kalemine sağlık.Sizleri tanımaktan çok mutlu oldum.Tekrar bir araya gelmek dileğimle.Sevgiler. (@tastablolar) :)
YanıtlaSilBen de cok mutlu oldum, en kisa zamanda tekrar gorusmek dilegiyle. Sevgiler.
YanıtlaSil