Parfümlerin hikayelerinden çok etkilenirim hep. Hikayesini bilmesem de kokunun bende yarattığı duyguyu, parfümü kullandığım süre boyunca hep hissederim. Şekerli kokuları daha çocuksu olmak istediğim bir gün kullanırken, odunsu ve baharatlı kokuları daha feminen hissettiğim günler kullanırım. Hatta parfümlerim, kullandığım dönemlerde de iz bırakıyor. YSL Parissienne de bu yüzden çok özeldir benim için.
Parfümlerin hayatımda ve ruh halimde etkisi bu kadar büyükken, parfümlerimi çok özenle seçmeye dikkat ediyorum. Bir de imza parfüm seçip tek bir parfüme bağlanmaktansa, aynı dönemde en az 2 parfüm kullanmayı seviyorum.
Bu yazımda geçtiğimiz yaz kullandığım YSL Cinema'dan bahsetmek istiyorum size. Diğer bütün parfümlerim gibi, YSL Cinema da yıllar sonra da kokladığımda bu yaz geçirdiğim güzel yaz akşamlarını hatırlatacak bana.
Genel olarak yorumlamam gerekirse, tazelik veren, sıcacık bir parfüm. İçeriğindeki yoğun amber kokusu, kendinizi sinema yıldızı gibi hissetmenizi sağlıyor. YSL Cinema'nın hafif çiçek kokuları ve şekerli kokuları sevenler için biraz ağır olduğunu söyleyebilirim.
YSL Cinema benim için bordo ruj gibi. Onu kullandığınızda güzelliğiniz için ekstra bir çaba harcamanıza gerek yok. Çok karakterli bir parfüm olduğunu söyleyebilirim. Cam şişesinin tasarımı da kendisi gibi sofistike. Adeta bir sinema sahnesinde harflerin aktığı izlenimi veriyor. Star Wars filminin afişindeki gibi :)
Kalıcılık konusunda çok çok iyi.
Benim en sevdiğim parfümlerde olduğu gibi YSL Cinema da açılışı turunçgillerden mandalina ile yapıyor. Açılış sırasında mandalina, badem çiçeği ve sıklamen ile buluşuyor. Kalp notalarında yer alan yasemin ve şakayık, YSL Cinema'nın feminenliğini ortaya çıkarıyor. Kalıcılığının tadını çıkararak doyabileceğiniz alt notalarındaki kokular ise amber, misk ve tatlı pudramsı vanilya.
Bir parfümle daha ne kadar duygusal bağ kurulabilirdi ki :)
Sizin parfümlerle aranız nasıl?
Sevgiler,
Burçin Ünüvar
0 yorum
Konuyla ilgili düşüncelerin ve yorumun benim için önemli.