Hayatımda hiç olmadığı kadar saçmalıyorum bu aralar. Düşlediğim hayatın habercisi, en olmayacak hayaller kuruyorum. Yeni aktiviteler buluyorum. Kaligrafik el yazısı deniyorum mesela. Hep tatmin olamama hissi… Başladığım işi bitirememe ve tabii ki başaramama korkusu…
Yetinmeyi bilmiyorum ben. Vazgeçmek hiç öğretilmedi bana. Başardığım ve en iyi bildiğim işlere, yenilerini eklemek istiyorum. Sevmek de öyle aslında. Hiç ortası yok. Ya ölürcesine seviyorum ya da ölümüne siliyorum. Bir gün terk edilir miyim, bir gün yalnız kalır mıyım diye düşündüğümde, saçmalıyorum mesela. Her duygumu o anda yaşamalıyım. Mutluysam doyasıya çiçekler açmalı, mutsuzsam kapatmalıyım perdeleri. Duygularımı canlı tutmaya çalışırken, bir anda her şeyin ellerimin arasından kayıp gidebileceğini düşünemiyorum. Saçmalık! Hem de öyle bir yok olur ki, sen bile anlamazsın nasıl olduğunu. Sen de saçmala çocuk! Saçmalamaktan korkma!
Elinde ne varsa onu sev, ne yaşadığını sorgulama. Başarısızlıklarını da sev, senden kimse hep mükemmel olmanı beklemiyor. Öyle bir an gelecek ki, hiçbir işe yaramamış olduğunu hissedeceksin ve kendin kadar tanıdığına emin olduğun insanlar en yabancın olacak. Hangisine yanacağını bilemeyeceksin. Boşuna yorma kendini. Olmuyorsa bırak.
Biliyorum, bırakmaya cesaretinin olmadığı anlar da olacak. Bırakmak yerine, ellerinin arasından kaydığı yerde kalsın, ama yine de orada bir yerde kalsın isteyeceksin. Kafanı çevirme, yanından geçip gidenlere. Dinlediğin şarkıları kapatsan, yazdığın bir not çıkacak karşına, hiçbir şey olmasa rüyaların bırakmayacak peşini.
Nefret etmek için uğraşan kalbin, kıyamayan yanın kızacak
sana. Anlıyorum seni, belki de aslında hiç olmadı hayatında. Hiç kırılmamış,
hiç canı yanmamış halini buldun onda, o masumiyete sarıldın aslında sen. İşte o
masumiyeti bırakma! Zaman geçecek, her şey eskisi gibi olacak diyemem sana. Saçmalık
olur… Tabii ki zamanla geçecek ve sen yaşadıklarınla eskisinden daha güçlü
olarak ayağa kalkacaksın.
Yaşadığın hiçbir anı unutma çocuk! Kötü bir insan olacaksın belki. Can acıtmaktan çekinmeyen, acıyan canının acısını karşısından çıkarmak isteyen… Mutsuzluğunu belli etmeyeceksin kimseye. Ne zaman ışıklar kapanacak, ne zaman karanlık olacak, o zaman çökeceksin. Sen bu kadar mutsuzken, onların mutsuzluğu nedir ki…
Senin canın bu
kadar acırken, herkesin acısın değil mi? Suçlama kendini. Canının acısının
karşılığını arama, bulamayacaksın. İnan bana sevginin çözemeyeceği hiçbir şey
yok. Şimdi kendini sevme zamanı! Yarın, vazgeçmediğin için kendine teşekkür
edeceksin. Kendinle savaşırken bir de kuralları düşünüp, önyargılarda boğulma. Bunun
kuralı olmaz, tavsiyesi olmaz. Seni dinleyen kim varsa etrafında anlat, ağla,
akıt içini. Klişelerde boğulma, saçmalamaktan korkma!
0 yorum
Konuyla ilgili düşüncelerin ve yorumun benim için önemli.