Bir kadının, özellikle kıyafetiyle, makyajıyla, kokusuyla
duruşu, yürüyüşü değişen bir kadının hayatında ilk parfüm çok özeldir, dişiliğimizin
onaylanmış esans raporudur ilk parfüm.
Ben ilk parfümümün kokusunu hatırlamakla kalmıyorum, şişesini
de saklıyorum J 9 yaşındaydım. Doğum günüm her yıl mutlaka gittiğimiz, çok
sevdiğim arkadaşlarıma 15 günlüğüne de olsa kavuştuğum tatile denk gelirdi.
Yine 9 yaşındayken kutladığım bir doğum günü partisinde babamın hediyesiydi
Barbie Modela J Ana notası meyveli çiçek olan bir parfümdü. Hala çok net
hatırlıyorum kokusunu.
İkinci şişesine geçtiğim, gerçekten benimle bütünleştiğini
düşündüğüm, vazgeçemediğim koku ise Shiseido Zen. Hem romantik, hem duygusal,
hem feminen bir koku. Shiseido Zen’in de üst notası meyve, alt notası ise Paçuli,
Sandal ağacı, Misk, Beyaz Misk, Deniz notası, Amber, Tütsü’den oluşuyor. Tütsü size ağır bir koku çağrıştırmasın, muhteşem ferah ve
modern bir koku. Biraz pahalı olduğunu söyleyebilirim. Ama burnumda tütüyor, ilk fırsatta edineceğim bu parfümü. Shiseido Zen’in özelliklerini incelerken şunu fark ettim, sevdiğim
bütün parfümlerin ortak noktası, üst nota meyve, alt nota mutlaka sandal ağacı
içeriyor.
Yine beni benden alan, koku dünyamın diğer oyuncusu tabii ki Christian Dior
Addict. Bu muhteşem parfüm, hala parfümlerimin arasındadır, özel hissettiğim /
hissetmek istediğim her an bana eşlik eder. Bir Dior klasiği olarak
tanımlayabileceğim Dior Addict, kalıcı aşkın ve tutkunun sembolü olarak
tanımlanıyor.
İlk gençlik yıllarımda, bildim bileli Lancome Tresor kullanan annem gibi kokmak
istememin yanı sıra, yine annem gibi bir Aslan kadını olarak da her zaman
dikkat çeken, odunsu-oryantal kokular önceliğim oldu. Bir hevesle aldığım YSL
Parissien'in parfümü, en son banyoya güzel koksun diye sıktığım bir koku haline
gelmişti. Bu arada hazır değinmişken merak edenler ve kokusunu bilmeyenler için
bahsetmek isterim. Lancome Tresor ilk sıkıldığında meyve (ağırlıklı şeftali
gibi) kokan, kokusu tenle bütünleştiğinde sandal ağacı kokusuna dönüşen,
olağanüstü kalıcı ve dikkat çekici bir parfüm. Yani genel kitlenin "gece/kış
parfümü" diye nitelediği bir koku.
Hiçbir zaman sevemediğim parfümler ise, Channel No5
(Kesinlikle “kadının kokusu” olduğunu düşünmüyorum), Lancome Miracle (Çok
hafif, 15 yaş çiçek kokusu), Dior J'adore (Asla kullanmayacağım parfümlerden
biri, buram buram çiçek kokuyor).
Aklıma gelen/ sevdiğim diğer güzel kokular ise, Lancome Magnifique, Escada
Magnetism, Thierry Mugler Alien. Ben kadının tek bir kokusu olmalıdır anlayışına
karşıyım. Ruh haline ve hislerine göre parfümünü seçebilmeli bence kadın.
Peki
sizin ilk parfümünüz neydi?
Her gününüzün en sevdiğiniz kokular ile geçmesi dileğiyle,
Burçin Ünüvar
0 yorum
Konuyla ilgili düşüncelerin ve yorumun benim için önemli.